İş Kadını
Gazete 9 Eylül’de Şafak Sol’u okuyucularımıza tanıtmaktı amacım. Ama kendisini zaten Türkiye’de bütün kadınlar hatta erkekler çok iyi tanıyormuş. Cilt ile ilgili bütün problemlerin kalıcı olarak çözüldüğü Epidermis Polikliniği’nin kurusu ve sahibi Şafak Sol… Türkiye’nin en başarılı 15 iş kadınından biri. Dermatologların bile hastalarını yönlendirdiği bir uzman. Dünyada insan cildini en iyi tanıyanlardan biri. ‘’Altın Eller’’ diye nitelendiriyorlar kendisini.
Şafak Sol’ ile yaklaşık 4 saat süren keyifli sohbetimizin ancak bir bölümünü aktarabileceğim bu sayfada…
✎ Kendinizden söz eder misiniz, nerede doğdunuz, nerede yaşadınız?
Ağrı doğumluyum 28 ve 26 yaşlarında iki çocuk annesiyim. Dedem Atatürk’ün arkadaşlarının Kesko Ağa, ben de onun torunuyum. Dedem tuz ve büyükbaş hayvancılığı yapıyormuş. Buhran döneminde işler kötüye gidince memur olan babam tayin istemiş ve ben bir yaşındayken Çeşme’ye yerleşmişiz. Çeşme’de kaldığımız, üst katını yıllarca lojman olarak kullandığımız bina hala sapasağlam ve PTT şubesi olarak hizmet veriyor.
O kadar güzel bir yerdeydi ki evin kapısından çıkıp denize girebiliyorduk.
4 erkek 1 kız beş kardeştik ve ben kardeşlerin en büyüğü idim. Ben ilkokul çağına gelince ailem karar aldı. İzmir’e yerleşecektik.
Göç nedeniyle İzmir’e yerleşen diğer ailelerin yoğunlukla yaşadığı Gültepe’ye yerleştik. Annem Alsancak Tekel Sigara Fabrikası’nda çalıştı. Babam PTT’de görevine devam etti. Annem Alsancak Tekel Fabrikası’ndan babam Heykel’deki şimdi Telekom olan PTT’den emekli oldu. Annem hep avukat olmak istermiş ama evlendikten sonra bu hayali hiçbir zaman gerçekleşmedi. Annemin ukdesi de beni hayatta hayalimi gerçekleştirmek için provoke eden bir duygu oldu hep.
SPORCU OLMAK İSTEDİM
✎ Gençlik yıllarında hangi mesleği hayal ediyordunuz?
Kendimi bildim bileli sporcu olmak istedim. Ama aileme kalırsa ya doktor ya da hemşire olmalıydım. Bir süre Tepecik SSK Hastanesi’ne gittim, inceledim, personelin yaşadıklarını doktorluğun zorluğunu gördüm ve bana göre olmadığını anladım.
Kesin karar verdim, doktor olmak istemiyordum. Bu sefer memur olmamı istediler. Memurluk sınavında yalnızca Atatürk ile ilgili soruları çözdüm. Kazanamadığıma çok sevindim. Çünkü sahaya erken atılıp başarılı bir iş kadını olmaya karar verdim.
İzmir Mimar Kemalettin Caddesi’nde toptan tekstil işi yapabileceğim bir dükkân açtım. Kemeraltı esnafına günlük mal veriyordum.
Çok seyahat ediyordum ama işimden çok memnundum. Bir rahatsızlık yüzünden işi bırakmak zorunda kaldım. Sonradan çok pişman oldum ama yeniden aynı işe dönmek istemedim.
Hayatta felaket gibi görünen olaylar bazen mucizeniz olabiliyor.
Yeni bir iş arayışındaydım. İş yerime her şehirden insanın tereddütsüz gelip hizmet alabileceği bir iş hayal ediyordum.
İzmir’de Kursa Gittim
Estetisyenliği nasıl seçtiniz, neler yaşadınız bu süreçte?
Estetisyenliği bundan yirmi beş yıl önce kuzenim önerdi. Milli Eğitim Bakanlığı İzmir’i bu konuda pilot bölge seçti ve on bir kişiye estetisyenlik kursu verilecekti. Ben de kursiyerler arasındaydım. Buca esnaf ve sanatkârlar okulunda eğitime katılmaya başladım. Bu konuda nefes almadan, öğrenmeye aç bir şekilde çalışmaya başladım. Çok sevdiğim Rus yazar Çehov’un bir lafı vardır: Bizi çalışmak kurtarır. Hep çok çalışkan oldum. Pazar günleri de uygulama yapıyordum. Benden beklenenin aksine estetisyenlik okulu yerine ben güzellik merkezi açmaya karar verdim. Ama öncesinde bu arada İsviçre, ABD ve Almanya’da bu sektör ile ilgili birçok araştırma yaptım. İsviçre’de bu konuda çok deneyimli Türk bir hekimle tanıştım. Çok modern cihazlar kullanıyordu. Kendisinden üç ay eğitim aldım ve bu arada bu sektörde kullanılabilecek en iyi cihazları araştırdım. Kuracağım merkeze Epidermis adını verdim. Logo olarak rahatlatıcı ve zarafet timsali renk pembeyi tercih ettim ve çift kuğu kullandım.
ÇOK RAHATSIZ OLDULAR
İlk olarak İsviçre’den Dynaline adı verilen bir cihaz getirttim. Türkiye’ye deniz yoluyla ulaşması zaman aldı.
Elektromanyetik akımlarla kaslara titreşim yaptırıyor, lokal yağları eritiyor ve zayıflatıyordu. Ben Epidermis’i açıncaya kadar sektör belli bir tekelin elindeydi. Aslında sektörde Epidermis bir depreme yol açtı.
TV kanallarına çıktım. Bu konuda herkese, ticari değil sağlıklı ve doğru olanı anlattım. Türkiye’de tanındım. Türkiye’nin en başarılı on beş adını arasına girmeyi başardım ve hala öyleyim. 22 yıldan bu yana aktif olarak bu işi yapıyorum.
Epidermis adını taklit eden on iki benzer firmaya açtığımız davayı kazandık. Kendileri Epidermis’e isim kullanım bedeli ödüyorlar. ‘’Epidermis’i nereye kurmalıyım’’ diye çok sormuştum kendime.
Hem İzmir’in hem de Bostanlı’nın gelişmesine katkıda bulunmak için burayı seçtim.
Kısa sürede tüm İzmir’e Epidermis’i tanıttım Şimdiye kadar düzenlenen bütün sağlık fuarlarına katıldım.
Adını sık duyduğumuz hastaneler ve doktorlardan iş birliği teklifleri alıyorum, sadece bu sektörlerle ilgilenen bir hastane açmayı, benim yönetmemi ve adının Epidermis olmasını teklif ediyorlar, kabul etmiyorum. Biz Epidermis’le birbirimizi ilmek ilmek ördük, üzerinde paha biçilmez emeğimiz var.
SEDEF’İ DE TEDAVİ EDİYORUZ
✎ Epidermis Polikliniği’nde ne tür tedaviler yapıyorsunuz?
Kılcal damar, Varis türleri, lazer epilasyon, benler, cilt lekeleri, cilt toparlama, mezoterapi, saç mezoterapisi, lekeler ve yara izleri konusunda çözümsüz kalanlar geliyor.
Doktorlar ve dermatologlar tedavi edemedikleri hastalarını bana gönderiyor, ben burada tedavi edip gönderiyorum.
Epidermis’te kadın, erkek, çocuk cilt problemi olan tüm hastalarla ilgileniyoruz. Türkiye’de kadın ve erkek bireylere hizmet veren ilk kuruluşu açtık.
Şimdi Türkiye’nin her yerinden hastalarım var.
Hatta randevu almak için aracı yoluyla bana ulaşanlar var. Son 10 yılda erkek hastalarımın sayısı oldukça arttı. Benleri hiç iz bırakmadan ben temizleyebilirim. Normalde hastanelerde yapılan bu tür operasyonlarda dikiş izi bırakıyorlar.
Çil ve benleri iz bırakmadan yok edebilirim. Epidermis’te sedef hastalığını da tedavi ediyoruz. Zor bir işi üstlendik ve başarıyla sürdürüyorum.
Bu yüzden bölgede her yıl yaklaşık otuz benzeri iş yeri açılıyor ve kısa sürede kapanıyor. İzmir Ticaret Odası’ndan bu sektör ile ilgili bir toplantıya katılmıştım. 500 kişi vardı ve aralarında hekim olmayan bir tek bendim. Hep annem geldi aklıma, aslında bir istisnaydım ve bu onun da hayalini gerçekleştiriyordu.